Standart Terapiler
Primer miyelofibrozisin nedeni tam olarak bilinemediği için tedavi hastada mevcut olan spesifik semptomların giderilmesi ya da azaltılması için yapılmaktadır. Asemptomatik bireylerde, doktorlar semptomlar ortaya çıkana kadar herhangi bir tedavi verilmemesini önerebilir (izle ve gör yöntemi). Hastalığın ilerlemesini tespit etmek için düzenli kontroller yapılır. Bazı kişiler yıllarca belirtisiz olarak yaşamlarına devam edebilirler.
Şiddetli anemisi olan kişilerde için kan nakli gerekli olabilir. Bununla birlikte, bazı ilaçlar kırmızı kan hücrelerini arttırabilir ve kan nakline gerek kalmaz. Hastaların bir kısmında, kırmızı kan hücresi üretimini artırmak veya yıkımlarını azaltmak amacıyla erkek hormonları (androjenler) ve/veya kortikosteroidler kullanılarak orta düzeyde başarı elde edilmiştir.
Hidroksiüre gibi kemik iliğinin kan hücreleri oluşturmasını engelleyen ilaçlar (miyelosupresif ajanlar), primer miyelofibrozu tedavi etmek için kullanılmıştır. Busulfan, hidroksiüre tedavisine yanıt vermeyen kişilerde kullanılabilir. Bu ilaçlar, kanda anormal derecede yüksek seviyelerde beyaz kan hücresi (lökositoz), anormal derecede yüksek seviyelerde trombosit (trombositoz) ve anormal derecede büyümüş organlar (organomegali) gibi birincil miyelofibroz ile ilişkili bazı belirtilerde iyileşme sağlayabilir.
Bazı hastalarda anormal derecede büyümüş dalak (splenomegali) şiddetli ağrıya, anemiye, düşük trombosit sayısına veya portal hipertansiyona neden olabilir. Bu tür vakalar diğer tedavi biçimlerine yanıt vermezse, dalağı almak için ameliyat (splenektomi) veya radyasyonla tedavi (dalak ışınlaması) önerilebilir. Bazı durumlarda, bu tedaviler, primer miyelofibrozun ilişkili semptomlarının bazılarında geçici iyileşmeye yol açmıştır. Bu tedavilerin her ikisi de, faydalarına karşın belirli riskler taşır.
Zoledronik asit gibi bifosfatlar ise kemik ağrısını hafifletmek için kullanılır ve eş zamanlı olarak kan hücresi üretimini de iyileştirebilir.
Ruksolitinib (Ruxolitinib), 2011 yılında ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından primer miyelofibroz dahil orta veya yüksek riskli miyelofibrozu olan bireylerin tedavisi için onaylanmış ve ülkemizde de miyelofibroz tedavisi için kullanılmaktadır. Bu ilaç, kanın ve immünolojik işleyişin düzenlenmesinde yer alan JAK 1 ve 2 enzimlerini inhibe etmektedir. 2019'da FDA, orta-2 veya yüksek riskli primer veya sekonder miyelofibrozlu hastaları tedavi etmek için Fedratinib’i onaylamıştır.
Geliştirilmekte olan Tedaviler
Primer miyelofibrozlu bazı bireyler allojenik veya otolog kök hücre transplantasyonu ile tedavi edilmiştir. Kök hücreler, kemik iliğinde bulunan ve farklı tipte kan hücreleri (örneğin kırmızı kan hücreleri, trombositler) üreten özel hücrelerdir. Otolog kök hücre naklinde, hastanın kök hücreleri, genellikle ilaçlarla önceden tedavi edildikten sonra çıkarılır. Bu sağlıklı kök hücreler, hastalık ilerledikçe kemik iliğine yeniden aşılanır. Allojenik kök hücre naklinde, kök hücreler başka bir kişiden, genellikle yakın akraba bir aile üyesinden alınır.
Kök hücre nakilleri, primer miyelofibrozlu bireylerde uygun kemik iliği fonksiyonunu geri kazanma potansiyeline sahiptir. Bununla birlikte, kök hücre nakilleri ciddi, hatta yaşamı tehdit eden komplikasyonlara neden olabileceğinden, genellikle genç veya başka uygun tedavi seçenekleri olmayan hastalar için tercih edilmektedir.
İnterferon-alfa, primer miyelofibrozlu bireyleri tedavi etmek için kullanılmış bir ilaçtır. İnterferon-alfa, kemik iliği tarafından kan hücrelerinin üretimini azaltmada etkili olmuştur. Ek olarak, interferon-alfa, hastalığın gelişiminde erken tedavi gören primer miyelofibrozlu bazı kişilerin kemik iliğinde fibröz doku (skar) oluşumunu geciktirmiştir. Primer miyelofibroz tedavisinde interferon-alfa'nın uzun vadeli güvenliğini ve etkinliğini belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gereklidir.
Araştırmacılar, primer miyelofibrozlu bireylerin tedavisi için talidomid kullanımı için araştırmalar yapmaktadır. Talidomid, multipl miyelom olarak bilinen bir kan kanserini tedavi etmek için kullanılmaktadır. İlaç, primer (birincil) miyelofibroz ile ilişkili belirli semptomları iyileştirmede umut vaat etmektedir. Bununla birlikte, talidomid bazı yan etkilerle birlikte beyaz kan hücrelerinin ve trombositlerin sayısını artırmak gibi istenmeyen etkilere neden olabilir.
Lenalidomid, talidomid ile aynı ilaç sınıfındadır, ancak daha güçlüdür ve genellikle daha az yan etki ile ilişkilidir. Çalışmalar, lenalidomidin, primer miyelofibrozlu bazı kişilerde periferik kan ve kemik iliği anormalliklerinin tedavisinde oldukça etkili olduğunu göstermiştir. Araştırmacılar, tek ajan veya kortikosteroidlerle kombinasyon halinde lenalidomid üzerinde çalışıyorlar. Primer miyelofibrozlu hastalarda potansiyel tedavi olarak lenalidomid veya talidomidin uzun vadeli güvenliğini ve etkinliğini belirlemek için daha fazla araştırma gereklidir.
İmatinib, etanercept ve bortezomib dahil olmak üzere ek ilaçlar, primer miyelofibrozlu bireylerin tedavisinde kullanılmak üzere araştırılmaktadır. Araştırmacılar ayrıca primer miyelofibrozlu kişilerin yaklaşık yüzde 50'sinde mutasyona uğrayan JAK2 geni tarafından üretilen bir enzimin aktivitesini engelleme veya bloke etme yöntemleri üzerinde çalışıyorlar. Araştırmacılar, bu enzimin kan hücrelerinin aşırı üretiminde rol oynayabileceğine düşünmektedir.